NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF’İN DEVAMI:
147 - (677) حدثنا
محمد بن حاتم.
حدثنا عفان.
حدثنا حماد. أخبرنا
ثابت عن أنس
بن مالك قال:
جاء
ناس إلى النبي
صلى الله عليه
وسلم فقالوا:
أن ابعث معنا
رجالا
يعلمونا القرآن
والسنة. فبعث
إليهم سبعين
رجلا من الأنصار.
يقال لهم
القراء. فيهم
خالي حرام.
يقرؤن القرآن.
ويتدارسون
بالليل
يتعلمون.
وكانوا بالنهار
يجيئون
بالماء
فيضعونه في
المسجد. ويحتطبون
فيبيعونه.
ويشترون به
الطعام لأهل
الصفة،
وللفقراء.
فبعثهم النبي
صلى الله عليه
وسلم إليهم.
فعرضوا لهم
فقتلوهم. قبل
أن يبلغوا
المكان.
فقالوا:
اللهم! بلغ
عنا نبينا؛
أنا قد لقيناك
فرضينا عنك.
ورضيت عنا.
قال وأتى رجل حراما،
خال أنس، من
خلفه فطعنه
برمح حتى أنفذه.
فقال حرام:
فزت، ورب
الكعبة! فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم لأصحابه
(إن إخوانكم
قد قتلوا.
وإنهم قالوا:
اللهم! بلغ
عنا نبينا؛
أنا قد لقيناك
فرضينا عنك.
ورضيت عنا).
[ش
(لأهل الصفة)
أصحاب الصفة
هم الفقراء
الغرباء
الذين كانوا
يأوون إلى
مسجد النبي
صلى الله عليه
وسلم. وكانت
لهم في آخره
صفة، وهو مكان
منقطع من
المسجد مظلل
عليه، يبيتون فيه.
قاله إبراهيم
الحربي
والقاضي.
وأصله من صفة
البيت، وهو
شيء كالظلة
قدامه].
{147}
Bize Muhammed b. Hatim
rivayet etti. (Dediki): Bize Affân rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd rivayet
etti. (Dediki): Bize Sabit, Enes b. Mâlik'den naklen haber verdi.
Enes şöyle demiş : Bir
takım insanlar Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek: Bize Kur'ân ve
sünneti öğretecek adamlar gönder! Dediler. O da kendilerine Ensardan Kurrâ'
eenilen ve içlerinde dayım Haram da bulunan yetmiş kişi gönderdi. Bunlar Kur'ân
okuyor; geceleri ders alıp öğreniyor, gündüzleri de su getirip mescide koyuyor;
odun toplayıp satıyor; onunla Sofa halkına ve fakirlere yiyecek satın
alıyorlardı. İşte bu zevatı Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara
gönderdi. Ama daha yerlerine varmadan önlerine çıkarak onları öldürdüler. Onlar
da :
— Allahım! Biz’den Nebiimize ilet ki, biz sana
kavuştuk. Ve senden razı olduk; sen de bizden razı oldun! Dediler.
Bir adam da Enes'in
dayısı Harâm'a arkasından gelerek onu okla yaraladı: hattâ oku geçirdi. Bunun
üzerine Haram:
— Kâ'be'nin Rabbine yemin ederim ki muvaffak
oldum! Dedi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de ashabına :
«Şüphesiz ki dîn
kardeşleriniz öldürüldüler. Hem de şunu söylediler: Allahım! Bizden Nebiimize
ilet ki, biz sana kavuştuk: ve senden razı olduk. Sen de bizden razı
oldun!» buyurdular.
Bu hadis’in Buhari rivayeti için buraya tıklayın
İzah:
Bu hadîsi Buhari
«Cihâd» ve «Megâzî» bahislerinde tahric etmiştir.
Bahis mevzuu vak'a
tarihlerde «Bi'ri Maune» vak'ası nâmı ile anılır. Bu vak'a hicretin dördüncü
yılında olmuştur. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelen hey'et Benî
Süleym kabilesine mensûb idiler. Burada gelenlerin Kur'an ve hadis öğretecek kimseler
istedikleri bildiriliyor. Buhârî'nin «Megâzî» bahsindeki rivayetinde, Benî
Süleym‘m Ri'l-Zekvân, Usayye ve Beni Lahya kollarının Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem)'den düşmanlarına karşı imdad istedikleri görülüyorsa da şüphesiz
hâdise birdir. İhtimal gelen hey'et hem Kur'an ve hadîs öğretecek hem de
icabında düşmana karşı yardım edecek kimseler istemişlerdir.
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) bunlara yetmiş kişilik güzide bîr irfan ordusu göndermişti,
içlerinde Hz. Enes b. Mâlik'in dayısı Haram b. Milhân da vardı. Hey'et «Bi'r-i
Maûne» denilen kuyunun yanına varınca içlerinden Hz. Haram'ı Müşriklerin reisi
olan Âmir b. Tufeyl'e gönderdiler. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) efendimiz
bu adamdan emin değildi. Onun için gelen hey'ete hemen icabet edivermemiş;
endişesini bildirmişti. Fakat gelenler yüzde yüz te'mînatta bulununca muvafakat
göstermişti. Netice Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in endişesinde haklı
olduğunu gösterdi. Âmir, Hz. Harâm'ı şehid etti. Haram (Radiyallahu anh):
«muvaffak oldum!» diyerek ettiği yemin şehidliğe muvaffak oldum!» manasınadır.
Hz. Haram dönmeyince
arkadaşları onu aramak için yola çıkmış; fakat yolda Amir'in adamları
tarafından şehîd edilmişlerdi. Bu zevatın şehîd edildiklerini ve son demlerinde
söyledikleri sözleri Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e Cebrail
(Aleyhisselâm) haber vermiştir. Bu cihet Buhâri'nin rivayetinde açıkça
zikredilmiştir.